BASKETBOLDA NELER OLUYOR

Bundan 3-4 sene öncesine kadar Beşiktaş, Fenerbahçe, ve Galatasaray gibi birçok branşta faaliyet gösteren kulüplerin en büyük sorunu özellikle Basketbol branşında Müessese kulüpleriyle rekabet edememekti. Bu kulüplerin en büyük avantajları arkalarında büyük bir taraftar kitlelerinin olmasıydı, Ancak 3 büyüklerin Basketbol'a Müessese takımları kadar para harcayamaması rekabeti herzaman zorlaştırdı ve onların gerisinde kalmalarına neden oldu. Uzun yıllar Basketbol'da sportif başarıyı yakalayamadılar ve gülen taraf hep Müessese kulüpleri oldu. Müessese takımlarının en büyük eksiklikleri ruhlarının olmayışıydı, maçlarına ilkögretim öğrencilerini veya fabrika çalışanlarını getirmek onları tatmin etmiyordu.

Son yıllarda durum biraz değişmeye başladı, Müesseselerin gözleri 3 büyüklerin taraftar kitlesine, 3 büyüklerin gözleride sportif başarıya çevrildi. Bunun için ilk adımı Ülker gurubu yaptı, Beşiktaş'la başlayan sponsorluklar zincirine Galatasaray ve Fenerbahçe'yide kattı. Ancak 3 büyüklere yaptıkları parasal dağılımda dengesizlikler yaşanmaya başlandı. Beşiktaş'a yılda 2milyon dolar verilirken, Galatasaray ve Fenerbahçe'ye yılda 10'ar milyon dolar verdi, hatta daha da ileri gidip ülkerspor ile Fenerbahçe'yi birleştirdi. Fenerbahçe paranın yanında Ülker'in oyuncularınıda kadrosuna kattı. Durum böyle olunca, Fenerbahçe doğal olarak güçlendi ve son yıllarda Şampiyonluğu yakalayan takım oldu.

Bunu farkeden Galatasaray duruma çabuk uyandı. Baktılar bir dengesizlik var hemen araştırmalar başladı. Şu aralar basında çok yer bulan, bu sezon play-off serisinde final oynayan ligin güçlü takımı Türk Telekom ile görüşmeye başladılar. Bizim duyumlarımız Türk Telekom Basketbol şubesini kapatarak Galatasaray'la birleşeceği yönünde. Galatasaray'ın, Cafe Crown sponsorluğunu fesh edip Türk Telekom ile nikah kıyması, arkasına daha fazla destek alma ve Fenerbahçe Ülker'le aynı güce sahip olma isteği, kulağa oldukça mantıklı geliyor. Eğer bu proje gerçekleşirse kazanan Türk Basketbol'u olur.

Bu birleşmeleri en fazla Beşiktaş ve Efes pilsen düşünmelidir. Efes pilsen yıllarca Basketbol liginde lokomotif görevi üstlenmiş bir kulüptür. Ancak arkasına taraftar gücünü almadığı taktirde, Fenerbahçe Ülkerspor ve olası bir Galatasaray TürkTelekom takımlarıyla rekabet etme şansı olmayacaktır. Ne kadar para harcarlarsa harcasınlar başarıyı yakalamaları eskisi gibi kolay olmayacaktır. Beşiktaş ise böyle bir görüntüde tamamen yarış dışında kalmaya mahkumdur. Bu sizin kuş sapanıyla, düşmanınızın otomatik silahlarla savaşmasına benzer. Burada yapılması gereken Beşiktaş ve Efes Pilsen'in bir an önce birleşme yolları aramasıdır.

Efes Pilsen kulübü Başkanı ve Anadolu Holding'in sahibi Tuncay Özilhan'ın Beşiktaş genel kurul üyesi olduğu biliniyor. Tuncay Özilhan söylendiği gibi iyi bir Beşiktaş'lıysa hemen bu konuyu Başkan Yıldırım Demirören ile görüşmeli ve birleşmeyi sağlamalıdır. Bazı zamanlarda Tuncay bey'in ismini Beşiktaş'ın öndegelenleriyle toplantılarda veya Başkan adaylığı şeklinde duyuyoruz ama önce yapması gereken Beşiktaş camiasının sempatisini kazanması ve Beşiktaş'a birşeyler vermesidir. Beşiktaş'ın Basketbol Şubesinin yükünü alması Tuncay Özilhan'ın en büyük misyonu olmalıdır, tıpkı Fenerbahçe'li Mehmet Ali Aydınlar'ın Fenerbahçe Voleybol Şubesini sırtladığı gibi.

Beşiktaş eğer böyle bir birleşmeyi gerçekleştiremez ise hemen isminin sonundaki ColaTurka ekinden kurtulmalı ve 3 hece 8 harfe dönmelidir. Taraftarıyla bir türlü yıldızı barışmayan sponsoruyla vedalaşıp, Basketbol'u amatör bir ruhla devam ettirirse, belki şampiyon olamaz kupalar kaldıramaz ama taraftarını ve ruhunu kazanır. Ve eminizki BJK Akatlar salonu bugünkünden daha fazla dolar hiç kimsenin şüphesi olmasın.

saol dostum elıne sağlık